15 Temmuz’u yaşayanlar anlattı: Bu bayrakta bizim kanımız var
Haberi Paylaşmayı Unutmayın
15 Temmuz Gazisi Hakan Keleş, “Yaşadığınız acılar bir süre sonra geçiyor ama orada şunu görüyorsunuz, insanlar ölüyor, çocuklar annesiz babasız kalıyor. Acılar geçiyor ama ülkedeki bu siyasi atmosfer, bölünmüşlük, hesaplaşma kültürü, bizi üzen şeyler bunlar. İnşallah bizi yönetenler muhalefeti ve iktidarı ülkenin geleceği için birlikte hareket eder. Bedel ödeyen insanlar için daha güzel şeyler olur” diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişiminde gazi olan ve yakınlarını şehit veren aileler, o gece yaşananları anlattı. Darbe girişimine karşı çıkmak için gittiği Harbiye’de açılan ateş sonucu ağır yaralanan Fahrettin Yavuz (34), hastanede şehit oldu. Mecidiyeköy’de camcılık yaparak geçimini sağlayan Yavuz, darbe girişimini haberlerden öğrendi. Yatsı namazını kıldıktan sonra 4 erkek kardeşi ve 25 kişilik bir grupla, Mecidiyeköy’de buluşarak tekbirlerle Gayrettepe’ye yönelen Yavuz, daha sonra TRT’deki Harbiye binasına geçti. Yavuz, burada darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu ağır yaralandı. Kaldırıldığı Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde şehit olan Yavuz, ardında Moritanyalı eşi ile 11 ve 15 yaşında iki oğlunu bıraktı. Ağabeyi Fuat Yavuz, kardeşini ve o gece yaşananları anlattı.
“BİZE BÜYÜK BİR MÜKAFAT VE UNVAN BIRAKTI”
Ağabey Fuat Yavuz, “15 Temmuz’u yaşayanlar bilir. O geceyi biz günlerce anlatsak da bitiremeyiz. O gece dört kardeş yeğenlerimle birlikte en ön saftaydık. Çok şükür bir şehit verdik. Bugün ülkemiz güllük gülistanlık ve bugün burada bu röportajı yapabiliyoruz. 15 Temmuz’da bunlar başarılı olsaydı şimdi bu ülke Suriye’den daha beter durumdaydı. Keşke şehitlik mertebesi bize de nasip olsaydı. Biz şehit ailesiyiz, kardeşimize nasip oldu. Bize büyük bir mükafat ve unvan bıraktı. Kardeşim 20 seneden fazla burada çalıştı. Ardından Avrupa’ya gezmeye gitmek istediğini söyledi. Bizi kandırarak Moritanya’ya gitti. Orada evlendi, yenge hanım Moritanyalı. Çocukların büyüğü anneye çekti, küçüğü melez. Orada çok mutluydu, iki sene kaldı. Annemiz rahatsızlanınca dönmek zorunda kaldı. Eşini alarak buraya geldi ve burada kaldılar, artık dönmediler. Sabah 09.00’da gelirdi akşam 00.00’a kadar burada dururdu. Burada devamlı arkadaşları olurdu. Allah ona şehitlik nasip etti. Toparlandık çok şükür, acının yanında verilmiş olan mükafat büyük. Herkese ve her aileye nasip olmaz. Bu bayrakta bizim kanımız var çok şükür. Kanımızın son damlasına kadar onun için mücadele edeceğiz” dedi.
“İNSANLAR ÖLÜYOR, ÇOCUKLAR ANNESİZ BABASIZ KALIYOR”
15 Temmuz Gazisi Hakan Keleş de 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlatarak, şehit yakınları ve gazilere iyi dileklerde bulundu. Gazi Hakan Keleş, “Saat 23.00 sularıydı. İki çocuğum vardı biri 6 yaşında diğeri 8 yaşında, onlara bakıp ne yapacağımı düşünürken o gün dışarı çıktım. Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın evinin oraya gittik. Orada pek bir şey yoktu. Köprüye doğru gitmeye karar verdik. Ağabeyimle birlikte gittik, ağabeyim de o gün vuruldu, o da gazi oldu. Altunizade’nin orada polis bırakmıyordu ama biz 20 kişilik grup aşağı indik. Ancak, askeri kıyafetli insanların size ateş açacağı insanın aklına gelmiyor. Kurşunun karşısında durmak öyle basit bir şey değil. Önce havaya ateş ediyorlardı, sonra üzerimize ateş etmeye başladılar. Orada vurulanlara yardımcı olmaya çalışıyorduk ama ambulans yoktu. Zaten ambulanslara da ateş ediyorlardı. Ben de saat 00.30 gibi sağ bacağımdan yaralandım. Bayağı kan kaybettim. Yaşadığınız acılar bir süre sonra geçiyor ama orada şunu görüyorsunuz, insanlar ölüyor, çocuklar annesiz babasız kalıyor. Acılar geçiyor ama ülkedeki bu siyasi atmosfer, bölünmüşlük, hesaplaşma kültürü, bizi üzen şeyler bunlar. İnşallah bizi yönetenler muhalefeti ve iktidarı ülkenin geleceği için birlikte hareket eder. Bedel ödeyen insanlar için daha güzel şeyler olur” diye konuştu.